5 Eylül 2014 Cuma

BAŞLIK BULAMADIM

   Şimdi üst üste "ben ölmeden önce" şarkısını tüm gün dinlemiş biri olarak yazacağım. Baştan uyarıyorum. Kaçmak isteyen çabuk davransın. Yeterince hızlı olamayanları kıyafetinden kavrar yerine oturturum.
   Evet, hâlâ okuyorsan yeterince hızlı davranamamış ve kıstırılıp yerine oturtulmuşsun demektir.

   Gökyüzündeki tüm yıldızları söndürmeyi göze almış biri için orada yeniden ufak da olsa bir ışık görüyor olabilmek ne kadar önemli bir şey tahmin edersin. Yine de kalan tek yıldıza ulaşabilmek adına gerekirse onu ürkütmemek için etrafı yeniden aydınlatmayı göze alabilmesi zor olacaktır. Geceyi gündüzle değiştirmek önemli bir karar olduğu için yavaştan almayı tercih edecektir. Dünyanın kendi ekseni etrafında dönmesi gibi... Mevsimleri oluşturur gibi yavaş. Yavaş yavaş...

   Hız kazanınca yolu çabuk geçtiğin için etraftaki güzellikleri gözünün ucuyla görüyorsun. Bazen bakma zahmetine bile girmediğin güzellikleri kaçırıyorsun. Kimi zaman da düşmemek için gözlerini gittiğin yönden ayırmıyorsun. Kaybetmemek için içinden geldiği gibi davranmıyorsun. Hepsi hızlı olmanın sonuçları.

   Geçenlerde bana piyanoda bir şarkıyı çalmaya çalışırken önce yavaş olmamı söyledi öğreten arkadaşım. "O daha zor, onu başar" dedi. Bunu söylerken benim ciddiye alacağımı düşünmeyip dalga geçiyordu belki de =) eşek. Ama öyle. Aslında doğru. Hangimiz bazı duygularda yavaş olacak kadar sabırlıyız ki? Ama yavaşlık güzel şey. Hızlı olmak kavgacı. Hızlı olmak belki de geçici bir tutku.

   Ama ben şimdi öyle çok şey bilmiyorum ki, ne hızlı ne yavaş onu da bilmiyorum.

   Bilmiyorum. Başlık bulamadım. Bir son da bulamadım.